Eşiniz, dostunuz ya da arkadaşlarınızla bir akşam dışarıda
yemek yemeyi planladığınızı düşünün. Heyecanlısınız çünkü bu yeni mekânı denemek
için sabırsızlanıyorsunuz.
Beklentileriniz
yüksek, belki de sizin için özel bir akşam ve tabi ki keyifli vakit geçirmek
istiyorsunuz. Ancak restauranta girdiğinizde sizi karşılayan bu iç mekân ne
yazık ki oldukça vasat. Galiba buraya bir iç mimar eli değmemiş. Hiç te rahat
olmayan koltukların olduğu bir masaya yönlendiriliyorsunuz. Bu, ruh halinize
hafif bir darbe oldu bile… Ancak iyi vakit geçirmeye kararlısınız. Bir de
bakıyorsunuz müzik korkunç, sunulan menü oldukça amatör görünüyor ve masanızın
üstündeki ışık başınızı ağrıtıyor. Bu yüzden, yemek mükemmel olsa bile bir daha
buraya uğramayacağınız kesindir.
Günümüzde insanlar,
sadece yemek için dışarı çıkmıyorlar. Keyifli vakit geçirmek ve mekânları
keşfetmek istiyorlar. Herkes kendi mutfağında güzel yemekler pişirebilir, bu
nedenle kafe-restoran endüstrisi ve birlikte çalıştıkları iç mimarlık şirketleri konukların sürekliliğini sağlamak için
güzel ve çekici iç mekânların tasarımına öncelik veriyorlar.
Renkler, stil ve
malzemeler bağlamında, iç mekânları 4 kategoriye ayırabiliriz.
• Hareketli Mekânlar
Bu mekânların asıl
cazibesi, ortamda sürekli göze çarpan bir hareketlilik vardır. Ortama dinamizm
katan en önemli unsur da oturma yerlerinin olabildiğince küçük, geçiş
alanlarının ise daha ferah ve fazla dolaşım imkânı verebilmesi dikkat çeker. İç mimarlık firmaları için hedef
kitleniz çok önemlidir. Müşterileriniz genç ve enerjik ise, böyle bir mekânda
uygulanacak birçok dinamik iç tasarım uygulamaları ile canlı ve çekici bir
mekâna sahip olabilirsiniz.
• Lüks İmaj
İçeri girdiğinizde
kendinizi bir saray girişinde hissetmeniz olasıdır. Büyük ve gösterişli
avizeler, geniş ve rahat koltuklar, son derece etkileyici bir yer döşemesi ve
kaliteli servis anlayışı ile burada kendinizi çok zengin ya da kompleksli
hissedebilirsiniz. Bu tür mekanlar için en iyi kombinasyon toprak tonları ve
kısmi olarak serpiştirilen canlı tonlar olur. İyi bir iç mimarlık projesi ile İkisi arasında denge kurulur. Aksi halde, alan çok
sıkıcı görünebilir.
• Kurumsal Mekânlar
Örneğin; bir
şirketin kafesi, bir otel ya da hastane veya balo salonu, özel bir şirket, okul
ve daha birçok akla gelebilecek yaşam alanlarında mutlaka cafe-restaurant
bölümleri bulunur. Bu tür mekânlarda çeşitlilikte sınır yoktur aslında… Retro
ve bohemlerden, eski püskü şıklığa kadar her türlü temayı kapsarlar.
Şirket kafesinin
renk ve malzeme şemasına, seçilen temaya göre karar verilmelidir. Elbette
genelleştirilmiş bir stil daha az riskli olacağı için sade bir mekân tarzı
seçilebilir. Bu durumda, samimi, rahat ve misafirperver bir atmosfer oluşturmak
için bereketli renkler, bol dokular ve uygun malzemeler kullanılır. İç mimarlık ofisleri sizlere vereceği referans örnekleri
ile yol gösterici olurlar.
• Nostalji Ayrıcalığı
Bu tür bir mekân,
eski tarz antika bir çekiciliğe sahiptir. İdeal atmosfer, basit bir çizgi ile
kolayca ilerler. İçindeki sıcak ışık vurguları ile samimi bir hava yakalanır.
Eski tarzda bir mekân için renk ve malzeme temeli çok özel seçimler içerir.
Yorumlar
Yorum Gönder